Translate

3 Aralık 2022 Cumartesi

RENKLERİN USTASI



 Hindistan’da ‘’ Renklerin ustası’’ olarak bilinen Ranga Guru adında bir ressam ve  ünlü ressamın yetiştirdiği  Raciçi adında da bir öğrencisi varmış. Raciçi son eğitimini tamamlayıp yılların birikimiyle büyük bir heyecanla hazırladığı resmi , ustası Ranga Guru’ya sunmuş. Ranga Guru’nun ağzından çıkacak ilk yorum öğrencisi için çok kıymetliymiş.  Ancak Ranga Guru öğrencisinin resmi hakkında yorum yapmamış ve ona : ‘’ Sen artık iyi bir ressam sayılırsın Raciçi, senin resmini ben değil halk değerlendirecek’’ diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına asıp  halktan ‘’ resmin beğenmedikleri yerlerine kırmızı kalemle çarpı koymalarını’’ rica eden bir yazı asmasını talep etmiş.  Öğrencisi büyük bir şaşkınlıkla hocasının dediklerini yapmış. 

Raciçi birkaç gün sonra meydana astığı resmin yanına gelmiş ve gördüklerine inanamamış. Binbir emek ve ustalıkla yaptığını düşündüğü resmin her bir köşesinde kırmız kalemle çarpı işareti konulmuş, adeta resim görülmez hale gelmiş.  Karşılaştığı bu durum Raciçi’yi derinden üzmüş. Resmi alıp hocasının yolunu tutmuş. Hocasına resmin son halini gösterip üzüntüsünü dile getirmiş. Hocası Raciçi’ye yeniden bir resim yapmasını talep etmiş.  Raciçi  günler sonra tekrar yeni bir resim yapıp hocasına götürmüş.  Bu defa neyle karşılaşacağını kendisi de merak ediyormuş.

Ranga Guru öğrencisine resmi yine meydanda görünen bir yere asmasını talep etmiş ama bu kez bir palet  dolusu rengarenk yağlı boya ve fırçalar bırakmasını ve ‘’ resimde beğenmedikleri yerleri insanların düzeltmesini ‘’ talep eden bir not yazmasını istemiş. Raciçi hocasının dediğini yapıp evine geri dönmüş. Ancak günlerce Raciçi’yi uyku tutmamış ve hep aklı meydanda astığı resimde kalmış. Birkaç gün sonra Raciçi resminin son halini görmeye gitmiş. Bu kez resmine hiçkimse tek bir fırça bile sürmemiş , resmi astığı gibi bulmuş. Büyük bir sevinçle hocasının yanına gidip durumu anlatmış.

Ünlü resim ustası Ranga Guru öğrencisine şöyle demiş : ‘’ Sevgili Raciçi, sen ilk seferde insanlara fırsat verdiğinde seni acımasızca eleştirdiler. Hayatı boyunca eline bir fırça dahi almamış kişiler resmine çok kolay çarpı işareti koyup resmini karaladı. Oysaki ikinci seferde astığın resimde insanlara onlardan hatalarını düzeltmelerini , yapıcı olmalarını istedin. Ancak sen de gördün ki hiçkimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı. Ellerine rengarenk boyalar , fırçalar versen de resmine hiçbiri bir fırça dahi dokundurmadı. Yapıcı olmak, bilmediğin alanda birşeyleri düzeltmeye kalkmak ciddi bir eğitim ister. 

Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olmak tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda bilge olmanda gerekir. Emeğinin karşılığını hiçbir zaman senin ne yaptığını bilmeyen kişilerden almaya kalkışma. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Ve asla emeğini, kıymetini bilmeyenlere sunma, sonrasında üzülür ve kırılırsın. Emeğini , emeğine saygı duyan, bilgiye değer veren kişilere sun. İşte o zaman hem mutlu olur hem de her daim kendini yenilersin. ‘’

Ranga Guru ve öğrencisi Raciçi arasında yaşanan bu hikayenin bir başka benzerlerini yaşamınızda sizlerde mutlaka yaşamışsınızdır.  Emeğinizin ve varlığınızın değer görmediği yerlerde, kişilerle zaman kaybetmeyin.  Böyle insanlar sizi yıldırmasın, hayallerinizden vazgeçmenize sebep olmasın ve özgüveninizi zedelemesin. Çünkü emeğe verilen değeri bilmek; bilgi, eğitim, kültür, çok iyi insan ilişkileri ve incelik gerektirir. Neticede hepimiz birer insanız, sadece fiziksel bir varlık değil aynı zamanda ruhsal ve duygusal varlıklarız. İnsanların gelişigüzel sizlerin ruh ve duygu dünyanızı yaralamasına fırsat sunmayın. Yaşam içindeki kırmızı çizgilerinizi benliğinizi korumak için  çizin ve kendi varlık alanınızı her daim koruyun. Çünkü her biriniz çok değerlisiniz ve sizin değerinizi bir başkası değil yine siz belirlersiniz. Ne zaman kendinizi Raciçi gibi hissederseniz sizi haksız yere eleştirenlerin eline verin boya ve fırçalarını ve  ‘’ haydi sen yap bakalım benim yapamadıklarımı ‘’ deyiverin bakalım kim neyi ne kadar yapabilecek? Boş ve gereksiz eleştiri hiç kimseye değer katmaz önemli olan yıkıcı, kırıcı olmadan hataları düzeltebilmektir. İşte o da bilgelik  ve eğitim ister. İnsan yaşamın içinde kendini ne kadar çok besleyip rengini çoğaltabiliyorsa o denli ince ruhlu oluyor. Bu da sözüne, davranışına, üslubuna,  iletişimine kadar çok yönlü yansıyor.

Velhasılı kelam herkese kulak asmayın ve herkese sizi eleştirebilme fırsatı da sunmayın. Sizi veya yaptığınız işi eleştirecek olanlar en az sizin kadar bilgili, deneyimli olmalıdır. Zaten bilge kişinin eleştirisi de yıkıcı değil her daim yapıcıdır. Ve son söz olarak belirtmek istiyorum ki ; ‘’ bir söz ile yıktığınız dünyayı bazen bir ömür boyu yeniden kuramazsınız. ‘’

Dilek ALTUN

3 Ekim 2022 Pazartesi

SİNOPLU HAYIRSEVER FIRINCI

 



Bursa’nın en çok ekmek satan fırınlarından birinin aslen Sinoplu olan sahibiyim.

Her gün satılan binlerce ekmek diyebilirim. İçeri giren çok olur ekmek ister, genelde veririz bedava diye alır gider.

Üst kattayım, kameralara bakmaktayım. Bir abla var, ilk defa karşılaşmaktayım. Kapının önünde 10 dk. oldu, bir sağa bir sola dolanıp durdu.

Kuyumcu olsak hırsız sanki bizi soyacak. Ama ne öyle bir hali var, ne de akılsız değil ya fırını soyacak kadar.

Baktım ki içeri gireceği yok. İndim aşağıya, geçtim tam karşısına : Ablacığım bir şeye mi baktın? dedim.

Yok abi, rahatsız ettim sizi, hayırlı işler dedi ve yola doğru ilerledi.

Elini tutan minik kız çocuğu çekiştiriyor: Anne ne olur gitmeyelim, diyordu .

Seslendim ablaya:

Kardeşim bana bir bakarmısın?

Duymamış gibi yaptı, ama ikinci de durdu ve dönüp baktı.

‘’Ablacım dedim vaktin varsa buyurun içeriye.

Konuşmadı, çocuğunun yüzüne baktı başını salladı, dükkanıma adım attı.

Bak abla dedim. Bizim bu dükkana çok ekmek almaya gelen olur, parasız alırlar. Biliyorum bazen de beni kandırıyorlar. Ama olsun diyorum, ben bunun bereketi ile binlerce satıyorum.

Ama dikkat ettim sen üç defa döndün kapıdan tam içeri girecekken. Var mı ihtiyaç? Ne olur varsa söyle.

Çaylarda geldi o arada, işaret ettim ve istedim masaya simit ve poğçada.

Önce yiyin sonra konuşalım dedim.

O çocuğun ve ablanın çiğnemeden, ağzındaki bitmeden tekrar ısırışlarına şahitlik ettim.Aç kardeşim bunlar, böyle mi yer aç olmasalar. Abla bir nefes aldı, ikinciye gelen çaydan yudumladı ve başladı anlatmaya :

Abi, dün eşim eve bir kadın getirdi. Terk edin hemen burayı dedi. Evden çıktığımda saat gece ikiye gelmekteydi.

Önce bir otobüs durağında oturduk. Sonra baktım ki başımıza bir hal gelecek, bir karton bulduk ve Emirsultan Mezarlığı’nda uyuduk.

Tamam da beş kuruş vermedi ki adam bana. Çıktık işte bir mont ve küçük bir çantayla.

Acıktık tabii sabah olunca. Ama beş kuruş yok ki yanımda. Bir akrabam var ama o da çok uzakta. 20-30 TL lazım ki gideyim yanına.Telefonumu da vermedi, satacak besbelli. Arayamadım da kimseyi.

Acıkınca da, kızım da elimden tutup senin fırının önünde durunca, girmedim içeriye istemeye utandım .

Bak nasıl gülüyor evladım, karnı doydu diye. Sevindirdin ikimizi de. Allah razı olsun, bu dükkanın hep müşteri ile dolsun, dedi.

Annem vefat etmişti geçen hafta. Oturuyordu 21 yıldır alt katımda. Aklıma orası geldi bir an da. Hem boş, hem de eşyalı.Şimdi götürsem eve bu ablayı hanım ne der acaba?

Anlattım ablaya. Burada çalışmak istermisin dedim? çocuğun ile gel hem karnını doyur hem de yardım et .

Zaten başka çaresi de yoktu. Öyle sevindi ki, ayağa kalktı elimi öpmek istedi.Eşimi aradım, o da çok sevindi. Ben gelip onları araba ile alayım hemen dedi.

Üç aydır abla iş saatinde yanımda, akşam alt katımızda. Çok mutlular kızıyla. Kira almıyoruz, faturaları biz ödüyoruz, evladımız yok onun kızını evlat gibi seviyoruz.

Bugün baktım, bir kadına iki ekmek verdi. Parasını istemedi. Sonra çantasından para alıp kasaya bırakıverdi.

O da birine iyilik yapmak istemişti. Sesimi çıkarmadım. Görmemiş gibi yaptım. Ellerimi açıp Allah’a sonsuz şükrettim, bunca yıl sonra bana bir kardeş ve evlat yolladığı için teşekkür ettim.


Rabbim hepimize iyilerden olmayı ve hepimizin karşısına iyilerin çıkmasını nasip etsin İnşaAllah..

ALINTIDIR 

2 Ekim 2022 Pazar

İMAM-I AZAM'DAN İLGİNÇ TESPİTLER

 İMAM-I AZAM'DAN İLGİNÇ TESPİTLER

● Arap olmayan Müslümanlar anadilleri ile ibadet yapabilirler.

● Bir insanının mümin olduğunu ibadeti belirlemez.

● Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allah'tan başka hiç kimse bilemez.

● Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir.

● Namaz kıldırıp para almak helal değildir.

● Din için toprak gasbetmek meşru değildir.

● Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir.

● Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamıdır.

● Allah'ın elçileri, Allah'ın kitabına aykırı konuşmazlar.

● Kuran'a ve akla aykırı rivayetler(hadisler) kaynağı ne olursa olsun reddedilir.

● İslamda evliya diye bir sınıf yoktur, her mümin Allah'ın dostudur.

● Haram para ile hayır olmaz.

● Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi de alınmaz.

● İSLAM akıl ve vahiy dinidir. Aklı olmayanın dini de yoktur...

ALINTIDIR