Translate

29 Kasım 2020 Pazar

MEMLEKETİN SANATÇIYA İHTİYACI VAR



 Mustafa Kemal bir gün cephede dolaşırken, gözüne bir hat sanatı ilişiyor.

-”Kim yaptı bunu?” diyor. 

-“Hattat bir arkadaşımız var komutanım, Macit, İstanbullu, o yaptı” diyorlar. -“Çağırın gelsin” diyor. 

Çağırıyorlar, geliyor Macit. 

-“Buyurun komutanım” diyor. 

– Sen mi yaptın bunu? 

– Evet, ben yaptım, komutanım. 

– Neden yaptın? 

– Arkadaşlarım görsünler diye, komutanım. 

– Ne zaman yaptın?

 – Dün gece, nöbette, cigaramın ateşiyle yaptım, komutanım. 

– Kaç senedir hat sanatıyla uğraşıyorsun sen? 

– Yedi senedir bu sanatı yaparım, komutanım. 

-Nerelisin sen? 

-İstanbulluyum, komutanım. 

-“Yüzbaşıyı çağır bana” diyor. 

Geliyor yüzbaşı. 

-“Bunun sivillerini verin; İstanbul’a yollayın, memleketine.” diyor. 

Macit: 

-“Komutanım, ben buraya savaşmaya geldim.”diyor.

 Atatürk: 

- “Hadi git evladım sen; memleketin sanatçıya ihtiyacı var, öleceksek biz ölürüz” diyor.

 Mustafa Kemal sanata ve sanatçıya bu kadar değer vermiştir. 

 Alıntıdır.

SOSYAL DEĞİŞİM













 

26 Kasım 2020 Perşembe

DUALİTE VE HİÇ'LİK







Bir öğrenci ayağa kalkar ve profesöre şu soruyu sorar: 

 – “Soğuk var mıdır sayın Profesör?..” 

 Profesör şaşırır: 

 – “Nasıl bir soru bu böyle?.. Tabii ki var” diye cevaplar… “Sen hiç soğukta üşümedin mi?..”

Bunun üzerine çocuk şöyle söyler: 

 “Hayır profesör, aslında soğuk yoktur… Fizik yasalarına göre gerçek hayatta biz ‘sıcaklığın yokluğu’na ‘soğuk’ adını veririz… Aslında soğuk diye bir şey yoktur… O sadece sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için ürettiğimiz bir kelimedir” 

der ve devam eder. 

 – “Karanlık var mıdır profesör?..” 

 Profesör cevap verir: 

 – “Tabii ki vardır… Sen hiç karanlıkta kalmadın mı?..” 

 Çocuk bir kez daha atılır: 

 – “Korkarım gene yanılıyorsunuz Sayın Profesör… Çünkü esasında karanlık diye bir şey de yoktur… Gerçek yaşamda karanlık; ‘ışığın yokluğu’na verilen addır… Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız… Gerçekte, biz Newton’un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz…. Fakat karanlığı ölçemeyiz… Bir basit ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar… Çünkü gerçekte karanlık yoktur, ışıksızlık vardır… Mesela siz uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz?.. Işığın miktarını ölçerek!.. Bu doğrudur değil mi?.. Öyleyse karanlık denilen şey, insanlar tarafından ışığın olmadığını anlatmak amacıyla kullanılan kelimedir…” 

 Profesör afallamıştır ve çocuk son darbeyi vurur: 

 – “O zaman size son bir soru daha sormak isterim Sayın Profesör… Şeytan var mıdır?..” Profesör bu kez pek emin olamamakla birlikte yine de cevaplar.. 

 – “Vardır… Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz… O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır… Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey değildir…

” Çocuk “hayır anlamında” başını sallar profesöre… 

 – “Şeytan yoktur efendim… Yani kendi başına yoktur… Şeytan basit olarak Tanrı’nın yokluğudur… O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanın Tanrı’nın yokluğunu tarif etmek için yarattığı bir kelimedir… Kötülük ve Şeytan, insanın Tanrı’yı ve sevgisini yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarına verilen addır… O, aynen sıcaklığın olmadığı yere adını verdiğimiz ‘soğuk’, ya da ışığın olmadığı yere adını verdiğimiz ‘karanlık’ gibidir… Şeytan ve kötülük, Tanrı’nın içimizde olmadığı anda yaptıklarımıza verdiğimiz addır…” 

 Profesör kürsüde afallamıştır…

 Fizik yasalarından hareket ederek bu soruları soran ve cevapları vererek profesörü allak bullak eden genç öğrencinin adı Albert Einstein’dır…

22 Kasım 2020 Pazar

ZEYTİN YAPRAĞI 


🌿 Zeytin ağacının yalnızca meyvesi olan zeytin ve zeytinyağı değil, zeytin yaprağı da çok kıymetlidir. Şifa deposudur. Zeytin yaprağının sağlığa faydaları saymakla bitmiyor; Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, karaciğeri onarıyor, mikropları öldürüp hastalıkları tedavi ediyor. Zeytin yaprakları doğal antibiyotik vazifesi görüyor, kalp-damar sistemini koruyor ve kanser hastalıklarına karşı kalkan oluşturuyor. 📍Zeytin yaprağı, mikropları öldürüyor, bağırsak sistemimizi ve solunum yollarının çalışmasını düzene sokuyor. 

📍Zeytin yaprağı karaciğeri koruyor. Yapılan çalışmalarda zeytin yaprağının karaciğer yağlanmasını azaltıcı etkisi olduğu tespit edilmiştir. Özellikle alkole bağlı karaciğer yağlanmasına şifa oluyor 📍Sinir hücrelerini Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından koruyor. 

📍E ve C vitaminlerine benzerlik göstererek kalp ve damar sağlığına koruyucu etkiler gösteriyor. Bu koruyucu etkisinin kan yağlarını ve damarlarda plakların birikimini azalttığı ve kalp kasının hasarlanmasını geciktirdiği ortaya konmuştur. 

📍Zeytin yaprağı antioksidan içeriği ile hücrelerin genetik hasarlanmasını önleyerek tümör oluşumuna karşı koruyucu etki sağlıyor. 

📍Zeytin yaprağını çay olarak içilebildiğimiz gibi, sirkesini yapabilir ve yemeklerin içine de ekleyerek tüketebiliriz. 

📍Hepatit B gibi virüslere de koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Bu yüzden "anti kanserojenik" etki gösterir. 

📍Zeytin yaprağı ise insülin direncini düşürerek şeker hastalarının yaşam kalitesini yükseltiyor. İnsülin direnci olanların sabah akşam tarçınla birlikte zeytin yaprağı çayı içmesini öneriyoruz. 

📍Yapılan çalışmalarda zeytin yaprağında bulunan maddelerin, cildin üst katmanlarını geçerek güneş yanığına, erken yaşlanmaya ve cilt kanserine neden olan UVB ışınlarına karşı kalkan vazifesi gördüğü belirlenmiştir. Yakın bir gelecekte cilt ve güneş koruyucu kremlerde zeytin yaprağı göreceğiz.) 

📍Yapılan araştırmalarda zeytin yaprakları ile hazırlanan çayın antioksidan aktiviteyi %22 artırdığı böylece bağışıklık sistemini güçlendirdiği görülmüştür. 

📍Zeytin yaprağı kalp damarlarındaki kanın akışını arttırır, kanın pıhtılaşmasını düzenler, kan dolaşımını rahatlatır, böylece kalp rahatsızlıklarını ve kalp krizlerini önler. 

📍Zeytin yaprakları ile hazırlanan çay, hidrojen peroksit dediğimiz DNA’ya zarar veren bileşeni yok eder. 

📍Zeytin yaprağı OLEUROPEİN ismindeki madde içeriği ile kalp sağlığını korumada etkilidir. 

📍Tansiyonu düşürür ve vücuttan ödemi atar. 

📍Zeytin yaprağı kan şekerinin hızla yükselmesini engeller, tokluk kan şekerini düşürür. 

📍 Zeytin yaprağı, içerisinde bulundurduğu vitaminler ve mineraller, sinir hücreleri için genetiksel bozukluklarını düzeltir. 

📍 Zeytin yaprağı erken yaşlanma ve güneşten gelen zararlı ışınların vücuda verdiği zararları önleyici bir görev yapar 📍Zeytin yaprağı çayı kanın pıhtılaşmasını Önler ve kalp krizi riskini azaltıyor. Kullanışı: Ben.4–5 zeytin yaprağı,1 adet kabuk tarçın,1 dilim kabuklu limon.Üzerine kaynattığınız suyu döküp 5 dk kadar demlemeye bırakıyorsunuz.Günde 2–3 bardak içebilirsiniz. Bunu süzüp dolaba koyup soğuk çay gibi de tüketebiliyorsunuz. Mandalina kabuğu da kullanabilirsiniz. Şifa olsun...

TANRIÇA AYISIT

 




Yakut Türkü Kızlar, Yayık Kaldırma ya da Ayısıt Bayramı adı verilen özel mevsim döngüsü bayramlarında, "Kuğu" ya da "Ak Turna" gibi giyinirler. 


Baharı bu şekilde karşılarlar. 

Ayzıt şaman dualarında şöyle tarif edilir.

Başında ak gökten ak bir kalpak, 

çıplak omuzlarında ak gökten bir atkı, 

baldırına kadar siyah bir çizme. 

Bu şekilde bir kayaya yaslanarak uyumuştur veya ormanda dolaşmaktadır. 


Ayısıt Tanrıça Umay ana inancı ile bağlantılıdır. Yakutlar ona Ayısıt Altaylı’lar Umay adını verir. Gökyüzündeki arketipi dişil gezegen olan Venüs’tür. Tanrıça Ayısıt için Güneşin doğduğu ve Güneşin battığı yerdedir denir. Venüs sabah ve akşam yıldızı olarak bilinir. Yani Güneşin doğduğu ve battığı yerdedir. Türkler ona, Tan Çolpanı ve Akşam Çolpanı adını verir. Nuray Bilgili.

19 Kasım 2020 Perşembe

 TASLAK ÇİZİMİNDE BÜYÜTME YÖNTEMLERİ

1-Bakarak veya İmgesel (hayalden) çizmek 

Obje, doğa, hayvan ve insanı model olarak kullanmak. Direk bakarak kullanmak ve hayalden (imgesel olarak çizmek) 

2- Kareleme (Grid) 

Kareleme veya Grid yöntemi. Bu yöntemde fotokopi ya da basılı foto genelde 1 Cm büyüklüğünde karelere bölünür. Büyüteceğimiz alana ise büyüklüğüne göre karelenir... HER iki kare de sayı olarak eşit olmak zorundadır... Sonra sol kenarlar yukarıdan dikey olarak numaralandırılır. Üst kenarlar da soldan sağa doğru numaralandırılır... Sonra da hangi kareden nasıl bir çizgi geçiyorsa çizilecek yüzeyde aynen çizilir... 
Alman ressam ve filozof Albertch Dürer'in bulduğu bir kareleme (ızgara) yöntemi... O yıllarda Tüm Avrupa'da sanatçılar arasında  yaygın olarak kullanılmıştır
Yukarıda gördüğünüz resim Van Gaogh tarafından arazide kullanılan bir düzenek tir... Bu eskiz çizimi de kendisine ait not defterinden ALINTIDIR. 
Yukarıdaki fotoğraf Antik Mısır'da M. Ö. Piramitlerde rölyef olarak işlenebilmesini kolaylaştırmak için kullanılan karaleme yöntemiyle duvara geçirilen bir insan figürünü görmektesiniz. 

Yukarıdaki görselde alıştırma kitabında öğrencinin kareleme yöntemiyle bir resmi büyütmeye çalışması gösteriliyor. 

3- Camera Obscura

İlk Camera Obskuranın nasıl bir şey olduğunu anlatan bir teknik çizim... 
Burada alttaki ve üstteki görsellerde boyutları küçültülmüş artık ayna ve mercekler devreye girerek olay daha da basitleştirilmiştir. 


 4- Camera Lucyda 



Yukarıda gördüğünüz Camera Lucida; Camer Obscura'dan esinlenilerek ayna ve mercekler yardımıyla görüntüyü yatay zemine yansıtan bir aygıttır... 

Not:Bu aletlerin şimdi, Google Play'de dijital uygulamaları da mevcut... 


5- Pantoğraf 

Yukarıda gördüğünüz aletin parelel bir kaç koldan oluştuğu görül ektedir. Büyütülecek resim üzerindeki kol ucundaki iğne resim üzerinde gezdikçe kalem takılı uç yazmaya başlıyor ancak büyüterek aktarmakta... 

6- Fotokopi (Karbon) 


Çağımızda çok daha gelişmişleri mevcut olan dijital teknolojide fotokopi büyütme olarak oldukça PRATİK bir teknik... 

Dijital ortamda olan bir görüntü yine dijital olarak baskı makinelerine aktarılıyor ve istenilen  üyüklükte ve renkte basılıyor... 

DAHA büyük ebatlarda bazılabilmesi için ozalit makinaları tercih edilmelidir. 

KAĞIDA baskı alınan görselin arkası kömür veya grafitlenir... Daha sonra çizilecek yüzeye bantlanır. Çizgilerin üstünden bir tükenmez kalemle gidildiğinde çizgilerin aşağıya çıktığı görülür... Taslak hazır. 

7- Fotokopi (Işıklı Masa) 

İstenilen büyüklükte bastırılan fotokopi alınır kağıda ters olarak bantlanır. KAĞIT üste gelecek şekilde pencereye veya ışıklı masaya konur; arkadan gelen aydınlık çizginin KAĞIT üstünde görünmesini sağlar... Görünen çizgi hafifçe çizilir... 



8- Bilgisayar veya TV ekranından aydıngere veya ince kağıda kopya 

9-Oran-Orantı Pergeli (Divider Proportional) 

Bu alet Mark Carder tarafından ahşaptan yapılmıştır ama günümüzde çeşitli firmalar tarafından çeşitli materyaller kullanılarak daha da işlevsel hale getirildi... Küçük açı ile çizilecek ve büyütülecek resim ölçülüyor, açı sabitlenip  karşı geniş uç ile işaretleniyor... Canlı modelde yaptığımız kalemle oran orantı hareketini burada divider uçları ile yapıyoruz. 

10- Episkop/Epidiaskop 

Episkop, alttaki camlı bölmeye büyütülecek resim kart olarak konur ışık, ayna ve mercekler aracılığı ile karşıya yansıtılır... Ayarlar objektif ve mesafe ile ayarlanır... Gerekli netlik ve büyütme tamamlandıktan sonra yansıtılan yüzeye çizilecek malzeme sabitlenir ve çilir. 


11- Tepegöz (Cyclops/overhead) 



Yukarıdaki modelde Tepegöz ün mercekli ve aynalı tepesi bir de Aşağıda camlı alttan ışık yanan kısmı var... Aşağı kısma, film, aydinger ve şeffaf malzeme üzerinde olan çizim Vey resimleri yansıtır... Büyütme ve küçültme işlemi mesafeyi ileri geri götürerek yapılır... 

12-Projeksiyon

PROJEKSİYON sistemi en pratik taslak çıkarma yöntemidir... Günümüzde çok değişik PROJEKSİYON aletleri mevcuttur. Şimdi bazı cep telefonlarında bile projeksiyon özelliği mevcuttur... Cep telefonu büyüklüğünde bile Led PROJEKSİYON lar üretilmiş... Wi-Fi li olanları hatta ŞARJLI Led PROJEKSİYON'lar bile var...

Görüntü dijital ortamdan, bilgisayardan, veya USB yardımıyla aktarılıyor... 

Günümüzde cep telefonlarına uyumlu çift taraflı Flashdiskler olduğu gibi OTG uçlar ve kablolar da mevcuttur. .. 

Alacağınız PROJEKSİYON un LED lambalı olmasını tavsiye ederim... DİĞER özellikleri size bırakıyorum... 

Ben yukarıdaki MİNİ Led PROJEKSİYON'u

2. El olarak 150 TL ye aldım... Gayette memnunum...  

Görseller sanal ortamdan ALINTIDIR. 


17 Kasım 2020 Salı

 SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM' IN BABASI CENGİZ AYTMATOV'UN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ ATA-BEYT(BABA MEZARI)


Resimde: Cengiz AYTMATOV, babası TÖREKUL, annesi NAGİMA ve kardeşi İLGİZ ile (1932)


Tatar Türk’ü Nagima ve Kırgız Türk’ü Törekul çifti evliliklerinin ilk günlerinde birbirlerine bir söz vermişti: İlk çocukları erkek olursa ona Cengiz Han’ın adını vereceklerdi. 1937 yılında 137 Türkçü Kırgız aydını Sovyet rejimine karşı çıktıkları için tutuklanmış, Bişkek yakınlarındaki bir tuğla ocağına götürülmüş ve orada kurşuna dizilerek bir çukura gömülmüşlerdir. 56 yıl boyunca şehitlerin yakınları nereye götürüldüklerini, yaşayıp yaşamadıklarını bilemeden bu 137 Türkçü aydının geri dönmelerini beklemişlerdir. Bekleyenler arasında Kırgız Türklerinin büyük yazarı Cengiz Aytmatov da vardır. Babası Törekul, Türk milliyetçiliği yapmakla suçlanıp, kurşuna dizildiğinde Cengiz daha 9 yaşındaydı. 10 yaşına geldiğinde büyük bir adam gibi çalışıp evine bakıyordu. 14 yaşında, köyündeki tüm erkekler cepheye çağrıldığı için Cengiz artık köyün de en büyük erkeğiydi. Yaşından büyük sorumlulukları olmuştu. Köyün tüm kadınlarının, çocuklarının sorumluluğu onun sırtındaydı. Annesinin, yaşlı ninesinin, kız ve erkek kardeşlerinin yükünü o taşıyordu. 1937’deki bu soykırımın tek tanığı tuğla ocağının bekçisi Hıdır Aliyev’di. Tanık olduklarını uzun yıllar kimseye anlatamamış, ölüm döşeğindeyken kızına: ‘‘Eğer zaman ve şartlar uygun olursa herkes bilsin. Tuğla ocağında çok büyük olaylar oldu. Zamanı gelince herkes bilsin” diyerek tüm gördüklerini anlatmış, zamanı gelince herkesin bilmesini vasiyet etmişti… 1991 yılında Kırgızistan bağımsızlığına kavuşunca bu sır bekçinin kızı Babüyra Kadiraliyeva tarafından, kurulan ilk Kırgız Hükümeti’ne iletilmiş, hükümet başkanı Askar Akayev kazı yapılması için gerekli izni ve kararı çıkarmıştır. Yaşamı zorluklarla geçen Cengiz Aytmatov yıllarca babasını aramıştı. Onun hayatının tek amacı babası Törekul’u bulmaktı. Sonunda buldu da… Babası Törekul Aytmatov’un şehit edilmesinden tam 56 yıl sonra Çoñ-Taş’tan çıkarılan kemiklere sarılarak: “Baba, 50 yıldır seni arıyorum, neredeydin…” diyerek hıçkırıklara boğulmuştu. Cengiz Aytmatov, babasından sadece “Toprak Ana”da söz etmiş, kitabında ona şu satırlarla yer vermişti: “Baba, sana mezar yapamadım, senin nerede gömülü olduğunu bile bilmiyorum. Bu eserimi sana, babam Törekul Aytmatov’a armağan ediyorum.” Ata-Beyt ‘‘baba mezarı’’ demektir. Bugün Cengiz Aytmatov babası Törekul Aytmatov ve şehit edilen diğer Kırgız Türk aydınları ile beraber Ata-Beyt mezarında birlikte yatmaktadır. Türklük uğrunda, ulus, yurt, bayrak, töre uğrunda mücadele edip, can veren kahramanlarımızın aziz ruhları şad, mekanları Cennet olsun… 

Sağ beyin mi sol beyin mi?


 

Göreceğiniz ilk resim en çok istenen yarımküreyi gösterir.

Resme hızlıca bakın.  İlk önce hangi hayvanı gördünüz?


(1) Bir kaplanın başı:

Beyninizin sol yarıküresi, sağ yarıküreye göre daha aktiftir.  Hedeflerinizin başarısına çok odaklanmış ve organize olmuş analitik bir kişisiniz.  Bir problemle karşılaştığınızda mantık, hesap makinesi ve objektif olma eğilimindesiniz.

Ancak bazen, doğru olup olmadıklarını kontrol ederek verdiğiniz kararlar hakkında çok fazla düşünürsünüz, bu da sizi kararlı olmaya yönlendirir.  Biraz alçakgönüllülüğün yardım etmene yardımcı olacağını unutma.

Kişilik özellikleriniz aşağıdaki gibidir:

Organize: Her şeyi bir kova listeniz varmış gibi planlarsınız.

Kesinlikle: sabit hedefleriniz var ve bunlara ulaşmanın yolunu biliyorsunuz.

açık: duygular ve hisler hedeflerinize ulaşmanızı engellemez.

Mantık: İyi matematik, bilim ve fikir düzenleme becerileriniz var.

Gerçekçi: Sizin dünyanız çok gerçek.  Masallara ve kurguya yer yok.  Her neyse, hedefleriniz başkalarına yüce görünse de, onların gerçek ve yapılabilir olduğunu biliyorsunuz.


(2) Asılı maymun:

Beyninizin sağ yarım küresi çok aktif.  Pek çok yenilikçi fikri olan yaratıcı bir insansınız.  Zor bir durumla karşılaştığınızda, eleştirel düşünceye dayanmaktansa sezginize güvenmek (neredeyse her zaman haklısınız) daha iyidir.

Hayatınızda attığınız her adımın size bir ders olduğunu ve kaybetseniz bile hedeflerinizin başarısına doğru ilerlediğiniz anlamına geldiğini çok iyi biliyorsunuz.  Seyahat sizin için varış noktasından daha önemlidir.  Bir hayalperest olarak genellikle kendi cennetinizde kaybolursunuz.  Zaman zaman ayaklarınızı yeryüzünde tutmanız, gerçeği fark etmeniz ve etrafınızdaki dünyaya biraz daha dikkat etmeniz önemlidir.

Kişilik özellikleriniz aşağıdaki gibidir:

Dürtüsel: Bir şeyleri spontane yaparsınız.  Her şeyi diğer insanlara göre farklı görme yeteneğine sahipsiniz.

Duyarlı: Her şey için çok endişeleniyorsun.  Duygularınızı düşünmek ve hareket etmek için çok zaman harcıyorsunuz.

Yaratıcı ve sanatsal: Müzik, sanat ve diğer yaratıcı disiplinlerde uzmansınız.

Sezgisel: Yapmanız gereken görevleri listelemezsiniz ve kurallara saygı duymazsınız.  Sorunları sezgisel bir şekilde çözersiniz.

Hayalperest: Hedeflere sahip olmak yerine hayallerin var ve onlara ulaşmak için elinden gelenin en iyisini yapıyorsun ve genel olarak bu bir başarı.

Beynin iki yarım küresinin izole bir şekilde çalışmadığını, birlikte çalıştıklarını ve birbirlerini tamamladıklarını unutmayın.  Yani bir yarım küreden daha fazla özelliğe sahipmişsiniz gibi görünse de, diğer yarım küreden de özelliklere sahip olabilirsiniz.

Peki önce ne gördün?

Kaplanın başı mı yoksa asılı maymun mu?

Kişilik özellikleriniz verilen tanımlara uyuyor mu?


Mehmet Erişir

16 Kasım 2020 Pazartesi

BABANİLER



TÜRKLER BİLSİNLER DİYE...!!!


SİYON KRALLIĞI'NA GİDEN YOL 

BABANZADE HANEDANLIĞI !..

* * * * *


BABANZADELER 

BARZANİLER 

BEDİRHANİLER 

KÜRT GÖRÜNÜMLÜ ERMENILER         

BUNLAR ANADOLU'DA GİZLENMİŞ YAHUDİ PAKRADUNİLERDİR !..

* * * * *


İKİ YÜZ YILDAN BERİ BAŞIMIZIN BELASI

OLMUŞ 2700 YIL ÒNCE ERMENİSTAN DENİLEN YERDE KÖK SALMIŞ ESASEN YAHUDİ OLUP ERMENİ KİMLİĞİNİ KULLANANLARDIR.

ANADOLUDA'DA VAR OLUŞLARI ÇOK ESKİYE GİDER..

SEKSEN YILDAN BERIDİRDE GENÇ CUMHURİYETTTE HEM MEHALEFET

HEM DE İKTİDAR PARTİLERİMİZE BİZE

HÜKMEDİYORLAR !..

* * * * *


BURASI TÜRKİYE OLDUĞU HALDE

SANKİ MEMLEKET ERMENİSTAN OLMUŞ GİBİ

KABİNENİN YARISINDAN FAZLASI

OLMUŞLARDIR !..  

* * * * *


YAHUDİ-KÜRT BABANZADE AİLESİ VE TÜRKİYE'DEKİ AYAKLARI !..

* * * * *


BABANİLER-BABANLAR 

BARANİLER-BARANLAR 

BARZANİLER-BARZANLAR 

BEDİRHANİLER-BEDİRHANLAR !..

* * * * *


DÜN OSMANLIYI DA ARKADAN         

VURARAK YIKAN !..

* * * * *


LAKİN BUGÜN OSMANLI TORUNUYUZ DİYE ÖVÜNEREK CUMHURİYET DEVLETİNİ DE YIKMAK İÇİN MELANET İŞLEYEN

KÜRT OLMADIKLARI HALDE KÜRTLÜK ADINA SIĞINMIŞ KRİPTO YAHUDİLERDİR !..

* * * * *


KUZEY IRAK’IN SÜLEYMANİYE BÖLGESİNDE BULUNAN BABAN AŞİRETİ OSMANLI DEVLETİNE KARŞI EN BÜYÜK ÜÇ KÜRT İSYANINDAN BİRİNİ GERÇEKLEŞTİREN     KÖKLÜ KABİLE KONUMUNDAYDI !..

* * * * *


BABAN AŞİRETİ OSMANLI'YA KARŞI 1806=1808 BABANZADE ABDURRAHMAN PAŞA İSYANINI 1812’DE BABANZADE AHMET PAŞA İSYANLARINI BAŞLATMIŞTI AŞİRET BUNDAN SONRAKİ KÜRT İSYANLARINA DA DESTEK OLMUŞLARDI BABANLAR VEYA BABANZÂDELER OLARAK BİLİNEN AİLE !..               

* * * * *


17. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA BABA SÜLEYMAN ile BAŞLAYAN GENİŞ BİR KÜRT AİLESİ OLMAKTAYDI II. ABDÜLHAMİT BABAN AİLESİYLE İYİ AMA DİKKATLİ İLİŞKİLERDEN İLİŞKİLERDEN YANAYDI NİTEKİM DAHİLİYE VE HARBİYE NAZIRI BABAN AŞİRETİNDEN ABDURRAHMAN PAŞAYDI !..

* * * * *


BABANZADE AİLESİNİN İLERİ GELENLERİNDEN MUSTAFA ZİHNİ PAŞA 1848'DE SÜLEYMANİYE'DE DOĞMUŞ ÖĞRENİMİNİ BAĞDAT'TA TAMAMLAMIŞTI ÜSTAD-I MASON MİTHAT PAŞA’NIN BAĞDAT VALİSİ İKEN MÜHÜRDAR"I YAPILIP BÖYLECE MEMURİYET HAYATINA BAŞLAMIŞTI !..   

* * * * *


1929'DA İSTANBUL'DA VEFAT EDEN M. ZİHNİ PAŞA'NIN İLİM VE İSLAM MİKYASU'L-AHLAK KUVAY-I MANEVİYYE İSLAM'DA HİLAFET İSİMLİ ESERLERİ VARDIR !..

* * * * *


BABANZADE MUSTAFA ZİHNİ PAŞA'NIN AHMET NAİM İSMAİL HAKKI HÜSEYİN ŞÜKRÜ ADINDA 3 OĞLU VE HİKMET ADINDA BİR KIZI DAHA VARDIR BABANZÂDE AİLESİNDEN BABANZÂDE AHMET NAİM !..

* * * * *


MUSTAFA ZİHNİ PAŞA’NIN EN BÜYÜK OĞLUDUR BABANZADE AİLESİNİN BÜTÜN EVLATLARI VE TORUNLARI GALATASARAY LİSESİ MEZUNUDUR YENİ KUŞAK TORUNLARININ TERCİH ETTİĞİ LİSE DAHA ÇOK SAİNT BENOİT FRANSIZ LİSESİ OLMUŞTUR !..

* * * * *


İLK TAHSİLİNİ BAĞDAT'TA TAMAMLADIKTAN SONRA İSTANBUL'A GELEN AHMET NAİM 1891'DE GALATASARAY LİSESİ'Nİ 1894 YILINDA DA MÜLKİYE MEKTEBİNİ BİTİRDİ NAİM 1895'E EK GÖREV OLARAK !..

* * * * *


GALATASARAY LİSESİ'NDE ARAPÇA HOCALIĞINI SEÇTİ 1908'DE II.    

MEŞRUTİYET'İN İLANINDAN SONRA TAMAMEN MAARİF NEZARETİ’NE GEÇTİ !..

* * * * *


AHMET NAİM EKİM 1918-EKİM 1919 TARİHLERİ ARASINDA KISA BİR SÜRE DARÜLFÜNUN'UN UMUM MÜDÜRLÜĞÜNE REKTÖRLÜK DE GETİRİLDİ 1919 YILINDA   AYAN MECLİSİ'NE ÜYE SEÇİLDİ BABANZADE !...

* * * * *


AHMET NAİM BEY (1872-1934) SİYASAL İSLAMCI DÜŞÜNÜRLERİN ÖNDE GELEN İSİMLERİNDENDİ İSLAMCI FİKİR HAYATININ OLUŞMASINDA BÜYÜK EMEĞİ GEÇTİ BABANZADE AHMET NAİM SON DEVRİN MUTASAVVIFLARINDAN FATİH TÜRBEDARI !..

* * * * *


AHMET AMİŞ EFENDİ’NİN TORUNLARINDAN FATİH DERSİAMLARINDAN HASAN SABRİ SERİNKEN EFENDİ VE AYŞE SERİNKEN ÇİFTİNİN KIZLARI AVNİYE SERİNKEN İLE EVLİYDİ AYNI AİLEDEN ULVİYE SERİNKEN TAYŞİ VE FAHRİ TAYŞİ’NİN KIZLARI NEZİHE 

TAYŞİ BABAN BABANZADE AİLESİNDEN !..      

* * * * *


MÜEDDEP BABAN İLE EVLENDİ BABANZADE AHMET NAİM HALVETİ TARİKATINA MENSUP BİRİSİYDİ FATİH TÜRBEDARI AMİŞ EFENDİ’NİN HEM DAMADI HEM DE MÜRİDİYDİ !..

* * * * *


DARÜLFÜNUN’DA REKTÖRLÜK YAPAN BABANZADE AHMET NAİM BEY ÜSTAD MASONDU BİR DÖNEM DARÜLFUNUN’DA REKTÖRLÜK YAPAN SON ŞEYHÜLİSLAM MUSA KAZIM EFENDİ DE 33. DERECEDEN MASONDU !..

* * * * *


MURAT BARDAKÇI’NIN KAYINPEDERİ İBRAHİM MANAV'I SAHAFLAR ÇARŞISINA KAZANDIRAN İSİM BABANZADE AHMET NAİM’Dİ BABANZADE AHMET NAİM İLE TANIŞAN İBRAHİM MANAV BEY MESLEĞE 1951 YILINDA SAHAFLAR ÇARŞISINDA BAŞLAMIŞ VE HAT SANATI İLE YAZMA KİTAPLARDA UZMANLAŞMIŞTI !..                                          

* * * * *


MURAT BARDAKÇI'DA BİR BABANZADE DÖLÜDÜR OSMANLI'NIN 700. YILINI KUTLAYAN YAHUDİLERE ÖVGÜLER YAĞDIRAN M.BARDAKÇI AYNI ZAMANDA OSMANLICA EĞİTİMİNE TÜM GÜCÜYLE DESTEK VERENLER ARASINDAYDI !..                                    

* * * * *


OSMANLI'NIN 700.YILINI KUTLAYAN YAHUDİLERİN SPONSORLUĞUNU DA OSMANLI BANKASI YAPMIŞ İDİ OSMANLI BANKASI ÜNLÜ YAHUDİ AİLESİ ROTHSCHİLD'LERİN BANKASI İDİ !..

* * * * *


BU ARADA AHMET NAİM BİR TARİKATÇIYDI NAKŞİBENDİ VE KÖKEN OLARAK KÜRT YAHUDİSİ VE TABİİ MASONDU !..

* * * * *


İBRANİ BABA VE BAVA İSİMLERİ İÇİN BABA BABAN VE BENZERİ KARŞILIKLAR SIRALAYABİLİYORUZ SOYADI KANUNUNDAN SONRA SOYADLARINI BABAN OLARAK TERCİH ETMELERİ BİZLERİ İSİM BİLİM ÇALIŞMALARINA YAKLAŞTIRMAKTADIR !..                                          * * * * *


BABA İBRANİCE KIYMETLİ SEVİLEN GÖZ NURU ANLAMINA GELMEKTİR (-AN) YA DA (-N) FARSÇA’DA ÇOĞUL YAPMAKTA LER VE LAR BELİRTMEYE UYMAKTADIR !..

* * * * *


BABANZADE AİLESİ’NİN FERTLERİ TÜRKÇÜLÜK VE KÜRTÇÜLÜK KONUSUNDA İKİYE AYRILMIŞLARDI AİLE’NİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KÜRT MİLLİYETÇİSİYDİ VE KÜRT DEVLETİNİN KURULMASI TARAFTARIYDI !..

* * * * *


MİLLİ MÜCADELEYE KARŞI 2 EKİM 1908 TARİHİNDE KURULAN KÜRT TEAVÜN VE TERAKKİ CEMİYETİ’NİN KURULUŞUNDA EN TANINMIŞ ÜÇ KÜRT AİLESİNİN ÜÇÜ DE YER ALMIŞTI ŞEMDİNAN AİLESİNDEN !..

* * * * *          


ŞEYH UBEYDULLAH’IN OĞLU SEYİT ABDÜLKADİR BEDİRHAN AİLESİNDEN BEDİRHAN PAŞA’NIN OĞLU MEHMED EMİN ALİ BEDİRHAN BABAN AİLESİNDEN BABANZADE AHMET NAİM BEY BU TAKIMDANDI !..

* * * * *


BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA WİLSON İLKELERİNİN İLANININ HEMEN ARDINDAN KÜRT TEAVÜN VE TERAKKİ CEMİYETİ TEKRAR AKTİF HALE GETİRİLEREK ARALIK 1918 TARİHİNDE KÜRT AYDIN VE ULEMASI !..

* * * * *


KÜRDİSTAN TEALİ CEMİYETİ'NİN KURMUŞLARDI !..

* * * * *


CEMİYETİN KURULUŞUNUN EN ÖNEMLİ İKİ 

İSMİ DE BABANZADE AİLESİNDEN TERCÜMAN GAZETESİ BAŞYAZARI BABANZADE HÜSEYİN ŞÜKRÜ VE BABANZADE FUAT’TI KÜRD GAZETESİ ROJÎ KÜRDÜN YAZARLARINDAN HÜSEYİN ŞÜKRÜ BABAN (1890-1979) 1918'DE İSTANBUL'DA KURULAN KÜRDİSTAN TEÂLÎ CEMİYETİ'NİN GENEL SEKRETERLİĞİNİ YAPMIŞ VE KÜRT TEŞKİLAT-I İÇTİMAİYE CEMİYETİ'NİN KURUCULARI ARASINDA YER ALMIŞTI !..

* * * * *


KÜRT TEALİ CEMİYETİNDEN BABANZADE HÜSEYİN ŞÜKRÜ VE SEYİT ABDÜLKADİR TÜRKİYE’DE 4-5 MİLYON İRAN’DA 3 MİLYON KÜRT YAŞADIĞINI KARADENİZ’E KESİNLİKLE BİR ÇIKIŞ ARZULADIKLARINI İSKENDERUN LİMANIYLA DİCLE VE FIRAT’TAN YARARLANMALARINI VE MUSUL’UN TAMAMEN KÜRDİSTAN’A BIRAKILMASINI SAVUNMAKTAYDI !..

* * * * *


MİLLİ MÜCADELE'YE VE MİSAKI MİLLİ’NİN SINIRLARINA KARŞI OLAN HÜSEYİN ŞÜKRÜ BABAN CUMHURİYET KURULDUKTAN SONRA SABATAİST CUNTA TARAFINDAN CUMHURİYETİN EN ÖNEMLİ ÜNİVERSİTESİNDE ORD. PROFESÖRLÜĞE ÇIKARILMIŞ VE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NİN İKTİSAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA ATANMIŞTI ÖNEMLİ OLAN SEÇİLMİŞ KAVİMDEN OLMAKTI !..

* * * * *


GELELİM MAKALENİN EN CAN ALICI NOKTASINA !..

***


BABANZADE AİLESİNDEN HİKMET BABAN HANIM HATİPOĞLU AİLESİNE GELİN OLACAKTI BU EVLİLİKTEN NERMİN VE ALİ HAYDAR HATİPOĞLU ADINDA ÇOCUKLARI DOĞACAKTI OĞUL ALİ HAYDAR BEY İSE NURAY HATİPOĞLU İLE EVLENİP YUVA KURACAKTI BU EVLİLİKTEN OLAN İLAHİYATÇI-YAZAR NİHAT HATİPOĞLU BİR BAŞKA SOYDAŞININ RECEP KIÇ YALAYICILIĞINI YAPMAKLA YETİNMEYİP KUR'AN DÜŞMANLIĞINI HADİSLERLE ÖRTMEYE DEVAM EDECEKTİR !..

* * * * *


ÜNLÜ ROMANCIMIZ YAŞAR KEMÂL 2002’DE BABANZADELERDEN ESKİ KÜLTÜR BAKANI CİHAT BABAN’IN YEĞENİ AYŞE SEMİHA BABAN İLE EVLENMİŞTİ YAŞAR KEMAL İSRAİL’E GİTTİĞİNDE KÜRT YAHUDİLERİNİN KÖYLERİNİ GEZMEK İSTEMİŞTİ KEMAL’İN İSRAİL’E GİTTİĞİNDE KÜRT YAHUDİ KÖYLERİNİ ARAMASI SÜRPRİZ VE TESADÜF DEĞİLDİ YAŞAR KEMAL'İN ÖLEN KARISI THİLDA'NIN YAHUDİ OLDUĞU ZATEN BİLİNMEKTEYDİ !..

* * * * *


BABANZADE AİLESİNDEN ZİHNİ PAŞA’NIN TORUNU SÜLEYMAN HİKMET BABAN’IN OĞLU OLAN İSTİHBARATÇI CİHAD BABAN ASKERİ DARBELER DÖNEMİNDE BÜLEND ULUSU HÜKÜMETİNDE KÜLTÜR BAKANI OLARAK GÖREV YAPMIŞTI KURUCU MECLİSE CUMHURİYET HALK PARTİSİ TEMSİLCİSİ OLARAK KATILMIŞ BASIN DAHA SONRALARI BASIN-YAYIN VE TURİZM BAKANLIĞI GÖREVLERİ DE YAPMIŞTI !..

* * * * *


ÜNLÜ MÜZİK YAPIMCISI İZZET ÖZ BABANZADE AİLESİNİN TORUNLARINDAN FAHİR VE SUNA BABAN ÇİFTİNİN KIZLARI HANZAT BABAN ÖZ İLE EVLİ BULUNMAKTAYDI !..

* * * * *


ANNE TARAFI GİRİTLİ OLAN İSLAMCI       YAZAR NECİP FAZIL KISAKÜREK EVLİLİĞİNİ BABANZADE AİLESİNDEN AHMED NAİM EFENDİ'YLE KARDEŞ ÇOCUĞU OLAN BABANZADE RECAİ BEY'İN KIZI YAHYA NÜZHET PAŞA'NIN TORUNU FATMA NESLİHAN BABAN İLE YAPMIŞTI NESLİHAN BABAN KISAKÜREK DÖNEMİN ÜNLÜ VAMP LAKAPLI SİNEMA SANATÇISI DİCLEHAN BABAN’IN DA ABLASIYDI İSLAMCISI TÜRKÇÜSÜ KÜRT MİLLİYETÇİSİ BABAN AİLESİ İLE HEP İÇ İÇE OLMUŞLARDI !..

* * * * *


BABANZADE AİLESİ CUMHURİYETE KÖK SALMIŞTI BÜYÜK ZENGİN BURJUVA AİLELERİ DE AKRABALARIYDI BU AİLELER ARASINDA TÜMAY-ÖZ-ÖBER-KÖYLÜOĞLU-AVUNDUK AİLELERİ VARDI AVUNDUK AİLESİ SABETAYCILARIN BİR KOLU KAPANİLERDENDİR !..

* * * * *


AVUNDUK AİLESİNE AKRABA OLAN BABAN’LAR NAİL VE LUCİENNE AVUNDUK ÇİFTİNİN KIZLARI YASEMİN AVUNDUK’U TORUNLARI KAYA BABAN’A GELİN ALMIŞLARDI ARAŞTIRMACI İSTANBUL SEVİ BİR MAKALESİNDE BU AİLENİN PAKRADUNİ ( ERMENİ ASILLI YAHUDİ ) OLDUKLARINI DA SAVUNMAKTAYDI !..

* * * * * 


BABANZADE AİLESİ BAŞTAN BERİDİR OSMANLI DEVLETİ'NE VE MİLLİ MÜCADELE'YE KARŞIYDI OSMANLIYA DA TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE DE MUHALİF SAFTAYDI FAKAT NASIL OLUYORSA !..

* * * * *


CUMHURİYET KURULDUKTAN SONRA CUMHURİYET’İN EN ÖNEMLİ KADEMELERİNE TAŞINMIŞLARDI SİYASETTE BAKANLAR KURULUNDA DİNİ KURUMLARDA ÜNİVERSİTELERDE İŞ VE SANAT DÜNYASINDA EN ÖNEMLİ NOKTALARINDA YER ALMIŞLARDI PEKİ BU AİLENİN !..                                                 

* * * * *


CUMHURİYETİN ETKİN KADROLARINA GETİRİLMELERİ KÖKLÜ VE SOYLU ENTELLEKTÜEL BİR AİLE OLMAKTAN MI KAYNAKLIYDI YOKSA SEÇİLMİŞ DOĞDUKLARINDAN DOLAYI MIYDI İŞTE      KÜRT YAHUDİ DEVLETİNİN TEMELLERİ DE      BU ZAMANDA VE BU AİLE TARAFINDAN ATILMIŞTI !..

* * * * *


TÜRKLERİN KANSER HÜCRELERİNİ İYİ TANIYIN GÖRÜN ŞU HERGÜN TELEVİZYONLARDA AYDIN DİYE İZLEDİĞİNİZ ADAMLARIN GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRÜN Kİ HEP BİRLİKTE KURTULUŞA ERELİM !..

* * * * *


ESKİDEN İKİ DİNLİLERE DÜRZİ DENİRDİ

BUNLAR ÜÇÜ BİR YERDE MABETLER YAPARAK

TRİPLEKS DÜRZİ OLDULAR !..

* * * * *

Alıntıdır.

11 Kasım 2020 Çarşamba

ALTAN ERBULAK'ın 91. yaş günü..



11 Kasım 2020

Hani "on parmağında on marifet" derler ya..

Tabii bu sadece ellerdeki parmak sayısı..

Bazı insanlar vardır ki..

Ayak parmaklarını da saymak lazım..

Yani "yirmi parmağında yirmi marifet" olan..

İşte Altan Erbulak öyle biriydi..

...

Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjisi vardı..

Radyoda "Orhan Boran'ın Yuki" tiplemesiyle..

Gırgır ve Fırt'ta çizgi emekçisi olarak tanıdık..

Akademi "resim" bölümü mezunuydu..

Tiyatrocu yanını zaten bilmeyen yok..

Araya mahalle muhtarlığını bile sıkıştırdı..

Trenlerde bile komiklikler yapıp yolcuları güldürdü..

30'a yakın tiyatro oyununda rol aldı..

Bir o kadar filmde de.. 

Çizerliğinin yanısıra yazarlığı da vardı..

Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı..

Tiyatro skeçleri ve oyunları yazdı..

Çeşitli tiyatrolarda yönetmenlik de cabası..

Tiyatro onun için ayrı bir dünya'ydı..

Yeri gerektiğinde çaycı.. 

Gerektiğinde sahne-dekor tasarımcı..

İş başa düştüğünde işçisi olurdu sahnenin..

Gazinolarda stand-up bile yaptı..

Dublaj sanatçısı olduğunu unutmayalım..

70'li yılların unutulmaz komedi filmlerinden olan "Yavru ile Katip"te "Yavru"yu onun sesiyle bir başka sevmiş ve sahiplenmiştik..

Adeta bir ödül avcısıydı.. 

...

Yaptığı işleri araştırıp yazarken yoruldum..

O asla yorulmadı ve her işi başarıyla yaptı..

45 yılı aşkın çizerliğimde tanışmadığım 

Çok az usta çizerden biriydi..

Bu benim için büyük bir k/ayıp..

...

Bugün;

ALTAN ERBULAK'ın 91. yaş günü..

İyi ki doğdu.. İyi ki tanıdık.. 

Anısına saygıyla... Çizgiyle...

RUHU ŞAD OLSUN 

...

HALT

 Artık şunda bir anlaşalım bence; *Halk "zavallı" *Halk "uyuşturulmuş" *Halk "kendisinden gizlenen gerçeklerle kör, sağır olmuş" *Halk “dinini bunlar yüzünden yanlış yaşamış” *Halk “ahlaklı” *Halk “dürüst” *Halk “namuslu” falan değil! Benim de ara ara yaptığım burnu büyüklükle onlara “HALK” falan deyip, hümanist düşüncelerle “AH BİR GÖRSELER GERÇEKLERİ” diyoruz ya; hah işte onlar o senin ‘gerçekler’ dediğin şeyin dibine kadar farkındalar. •Onlar kandırıldıkları için o partiye oy vermiyorlar, onlar kendileri gibi oldukları için o partiye oy veriyorlar. •Onlar senin sandığın gibi uykuda değiller, aksine senden on kat daha fazla uyanıklar.

 *O “HALK” ASLINDA KİM BİLİYOR MUSUN? 

📷 O halk Havalimanında çalışan, turisti kazıklayan, taksici, 

📷 O halk Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın kıçına bakıp iç çeken tonton amca, 

📷 O halk altın günlerinde üst katında ki günahsız öğrenci kıza “eve erkek alıyor, orospular doldu apartmana” diye dedikodu yapan hacı teyze, 

📷 O halk tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına “zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?” yazan türbanlı bacı, 

📷 O halk daha geçen gün elimden zorla aldıkları, “çaldıysa çaldı, öncekiler çalmadı mı? Bu hiç olmazsa müslüman, diğerleri siyonist köpeklerdi” diyen güvenlik görevlisi, 

📷 O halk ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kar sayan trafikteki şoför, 

📷 O halk ağzından “cahiliye devri” düşmeyen ama “kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor” diyen adam, 

📷 O halk “erkekler birbirini düzüyordu, Allah da Lut kavminin üzerine bela yolladı” diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan cemaatçi dernek öğretmeni , 

📷📷📷 O halk anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce “sana bir daire fazla düştü” diye saç saça, baş başa giren insanlar, 

📷📷📷 O halk kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende “müslüman caaanım” diye ŞERİAT DİYE BÖĞÜREN Almancılar, Gurbetçiler, 

📷📷 O halk her ramazan ekranda ki sahtekar “kütük Allah diyorduuu” dediğinde ağlayanlar, 

📷📷📷 O halk ağzından “Tanrı Misafiri” düşmeyip Pippa Bacca’ ya tecavüz edip öldürenler, 

📷📷📷 O halk rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar.. 

📷📷📷📷📷O halk; tek bir kitap okumayıp, her konuda fikri olanlar. 

📷📷 O halk; kendisi gibi düşünenden başkasının yaşamasını istemeyenler. 

📷📷 O halk; cehaletin hadsizliğinden, izlediği salak-saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar. Hakikaten şunda bir anlaşalım bence; halk bu... 

Sen, ben, biz değiliz. Belki aynı parayı kazanıyor, belki aynı hayat standartlarında yaşıyoruz ama halk ne kandırılmış garibanlar, ne de senin onları sandığın kadar masumlar. 

*Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil!

**Sadece iyi ve kötü’ nün savaşı.

3 Kasım 2020 Salı

SAHTE KEMİKLE TAKI TASARIMI


 





DEKOTA VEYA FOREKS DİĞER ADI SAHTE KEMİK

Faux Bone, uygun şekilde ısıtıldığında gaz çıkmayan (duman üretmeyen) tamamen toksik olmayan yüksek dereceli bir sert PVC'dir. Hemen hemen 250 derecenin altında dövülebilir olması nedeniyle, hemen hemen herhangi bir şekle dönüşen ısı oluşturulabilir. Crackerdog Designs'dan sanatçı Robert Dancik tarafından kuruldu. Faux Bone hakkında ilham veren nedir? Gümüş, altın, seramik gibi malzemelerin aksine - Faux Bone'un geçmişi ve referansları olmadığı gerçeğini buldum. Bu nedenle Sahte Kemiğe giren tek bilgi benden gelir. Kendimi ifade etmem için bilgilendirmeyi bekleyen boş bir tuval. Telin esnekliğine, metalin işlevselliğine sahip olabilir ve boncuklar gibi güzel renkler sergileyebilir ... tek bir malzemede tüm dünyanın en iyisi. Isıtıldığında, dolaştırılabilir ve bükülebilir, düğümlenebilir ve hatta örülebilir. Sert olduğunda, metalin neredeyse kırılmaz olması ve somun ve cıvata ile perçin ve vidalarla kolayca delinmesi, kesilmesi ve kolayca bağlanması özelliklerine sahiptir. Farklı Faux Bone tipleri var mı? Tüm Faux Bone ürünleri aynı malzemeden üretilir, sadece farklı boyutlarda ve şekillerde gelir. 1/16 inç Sahte Kemiği, iyi bir makas çifti kullanılarak kesilebilir ve çok çeşitli şerit genişlikleri ve uzunluklarında gelir, bu nedenle özellikle kullanıcı dostudur. 1/8 ”, ¼” ve ½ ”şekil ve tabakalar kuyumcu testeresi gerektiriyor olsa da, özel, neredeyse kırılmaz Faux Bone testere bıçakları kullanılarak kolayca kesilebilirler. Herhangi bir güvenlik düşüncesi var mı? Malzemenin 290 derecenin üzerine çıkmasını önlemek dışında, birkaç kaygı vardır. Tüm sanatçı materyalleri gibi sağduyu güvenliği de takip edilmelidir. Herhangi bir malzemeyi zımparaladığınızda veya zımparaladığınızda, parçacıkları solumayı önlemek için bir güvenlik maskesi takmalısınız. Ürünü ısıtırken hafif pamuklu eldivenler kullanarak yanıkları önleyin ve Gilder’in Yapıştır veya kuru olmayan sızdırmazlık maddeleri gibi ekmek kızartma makinenize asla yanıcı bir şey koymamaya dikkat edin. Gözlerinizi korumak için her zaman güvenlik gözlükleri takın ve mürekkepleri, cilaları, sızdırmazlık malzemelerini ve Faux Bone ile kullanabileceğiniz diğer maddeleri kullanmak için tüm yönleri dikkatlice okuyun. Malzemenin 290 derecenin üzerine çıkmasını önlemek dışında, birkaç kaygı vardır. Tüm sanatçı materyalleri gibi sağduyu güvenliği de takip edilmelidir. Faux Bone'un tozu bile tamamen zehirli olmasa da, ne zaman zımparalarsanız, güvenlik maskesi takmanız iyi bir fikirdir. Hafif pamuklu eldivenler, ısıtılmış Faux Bone ile çalışırken gerekli olan her şeydir. Faux Bone bir tost makinesinde yanıcı olmamasına rağmen, Gilder’in Paste, kurutulmamış sızdırmazlık maddeleri ve benzeri malzemeler bu yüzden Faux Bone ile birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır. 

 **** Robert Dancik 30 yıldan fazla bir süredir sanatçı ve öğretmendir. ABD ve yurtdışındaki sanat merkezlerinde atölye çalışmaları öğretiyor ve çalışmaları çok sayıda koleksiyonda bulunuyor. Connecticut, Seymour'da “zoe & floyd” galerisinde, Oxford'daki evinin yakınında, burada hevesli bir aşçı ve oyuncak, harita ve pusula koleksiyoncusu. PMC'nin ıslak halde işlenebilirliği, kolayca şekillendirilebilir, kalıplanabilir ve bağlanabilir. Ateş etmeden sonra ortaya çıkan ince gümüş parçaları (tamamen tavlanmış) farklı bir şekilde olmasına rağmen dövülebilir buldum. PMC'yi fırından çıkardığımızda, sahip olduğumuz şeyin bir metal parçası olduğunu ve “normal” metal işlemede kullanılan sayısız tekniğin herhangi birini ve tümünü taşıyabileceğimizi unutmak kolaydır. (Veya bunun için heykel, kolaj veya basım işi) Bu, bir dizi araca veya ayrıntılı bir atölye çalışmasına ihtiyacımız olduğu anlamına gelmez. Standart PMC araçlarımızla ve ek bir dosya, çekiç ve matkaptan başka bir şey değil, diğer malzemeleri PMC'mize ve PMC'imizi diğer malzemelere dahil edebiliriz. Bu proje için kullandığım diğer malzeme ise kullanımı kolay, olağanüstü dayanıklı, ucuz ve güvenli bir PVC ürünü olan Faux Bone®. Dövme yapılabilir, dosyalanabilir, zımparalanabilir, cilalanabilir, ısıtılabilir, kalıplanabilir, delinebilir ve oyulabilir. PMC etrafına ya da içine itilebilir ve burada sunulan projede yaptığım gibi, çekiçle çarpmanız çok zordur.

ALINTIDIR. 

2 Kasım 2020 Pazartesi

APALLON'UN EVİ



 Apollon’un Evi: Didyma Apollon Tapınağı (Aydın) 

Görsel: Didyma Apollon Tapınağı' na ait sütun kaidesi ve detayları.

Hazırlayan: Osman Kürşat SERTTÜRK 

Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir yerdir. İyonya kent devletlerini oluşturan Efes, Priene gibi önemli kentlerin kehanet merkezliğini yapan Apollon Tapınağı’nın asıl bağlı olduğu Miletos antik kentiydi. Kelime olarak "Didyma"sözcüğü ”İkiz kardeş” manasına gelir. 

Antik dünyanın dört bir yanından insanların ziyaret ettiği Didyma Apollon Tapınağı, Bilici Apollon’a adanmış uluslararası niteliğe sahip bir kehanet merkezi durumundaydı. Didyma Apollon Tapınağı, Apollo'nun kız kardeşi adına yapılan Efes'teki Artemis Tapınağı'nın bir benzeri olarak inşa edilmiştir zira onlar sonuçta ikiz kardeş olup tapınakları da birbirinin aynısı olmalıydı. 

Didyma Apollon Tapınağı, İon düzeninde ve mermerden  inşa edilmiştir. Sütunlar bıçak sırtı biçimli yivli olup kare biçimli Plinthos üzerindedir. Söz konusu sütun kaidelerin özelliği “Attik - İon tipi değil,  Anadolu - İon tipi dediğimiz niteliğe sahip olmasıdır. Görselde görüldüğü üzere bu zengin süslemeli kaide anlayışı, dönemin sevilen özelliği olup Ephesos Artemis ve Sardeis Artemis tapınaklarında da karşımıza çıkar. Her paye, başlı başına bir başlığa sahip olup bu paye başlıkları arasında griffon ve kıvrık dallardan bir friz yer alıyordu. 

M.Ö. 7. Yüzyıla tarihlenen erken evrede su kaynağı kenarında eski bir kült merkezi söz konusuydu. M.Ö. 560-550 yıllarında Dipteros planlı büyük bir tapınak inşa edilmiştir. Hellenistik dönemde ise 10x21 sütunlu, Dipteros planlı devasa bir tapınağın inşa edildiğini görüyoruz. Krepis basamakların oturduğu zemin uzunluğu 118,00 metre, genişlik ise 60,00 metredir. Stylobate zemini ise 85x40 metre ölçülerine sahipti. Tapınak anıtsal 7 basamaklı bir kaide üstünde yükseliyordu. 45 santimetre yüksekliğindeki basamaklar araziden dolayı çukurda kalan tapınağı da yükseltmiştir; dolayısıyla anıtsal yapıya paralel devasa basamak anlayışı hakimdir. İnsanların kullanımı için giriş kısmında 13 basamakla tapınağa çıkış kolaylaştırılmıştır. 

Tapınak; Pronaos, Kehanet Odası, Cella –Noas – Adyton - Sekos Naiskos gibi bölümlerden oluşuyordu. Pronaos’un  ölçüsü 12x21 metre olup girişte 3 kapı buluuyordu. Ortada yer alan anıtsal kapı kehanetlerin verildiği dini kapıdır. Tapınakta ayrıca düz zeminli ve Pronaostan Cellaya doğru meyilli olan dehlizler bulunuyordu. 14 metre genişliğinde 22 mermer basamaklı anıtsal bir merdiven ile iki sütunlu salona çıkılmaktadır. 

Tapınağın ünlü Kehanet odası 8.70 X 14.00 metre ölçülerinde olup ışık aldığı herhangi bir penceresi yoktu. Apollon kahinleri buradan Tanrı Apollon'dan aldıkları kehanetleri halka bildiriyorlardı. Cella – Noas – Adyton - Sekos Naiskos bölümlerinin üstü açık olup 21.70 X 45 metre ebadında geniş bir avlu şeklinde yapılmıştır. Antik dönemde Cellada kutsal su kaynağı bulunuyordu. Cellayı çeviren duvarlar iri taş bloklardan inşa edilmiş olup iç kısımları ağır payelerle desteklenmiştir; Her paye, ayrı bir başlığa sahiptir. Sekos – Cella içinde İon düzeninde küçük bir Prostyos tapınak bile inşa edilmiştir. 8.24 X 14,23 m. ölçülerine sahip olan Naiskos, küçük bir yapı olup tanrının kült heykelinin bulunduğu, üzeri kapalı özel bir yapıdır.