Translate

27 Ekim 2019 Pazar

MSG ÇİN TUZU VE ZARARLARI

MÜGE ANLI
MSG ( ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR

Knorr un hazır çorbalarının üzerinde"hiç bir
koruyucu madde içermez" yazıyor diye alıyordum.
Özellikle son çıkardıklarıçorbalar çok kolay yapılıyordu
ve gerçekten de çok lezzetli oluyordu.Bu maili okuduktan
sonra hemen mutfağa gidip Knorr çorba paketlerinin
içeriğine baktım.Maalesef içeriğinde MSG denilen madde var
"MSG Nedir?.." Dikatlice Okuyalım ve Paylaşalım...!ar.
Utanmadan Sağlık Bakanlığı'da bunu onaylayıp
"Türk Gıda Koteksi'ne uygundur"izni veriyor.
Şimdi anlıyorum ki ince bir çizgiye dikkat etmek gerekiyor.
Şöyle ki; "hiçbir katkı maddesi yoktur" la" hiçbir koruyucu madde içermez"dikkat etmediğimiz ama çok önemle dikkat etmemiz
gereken iki ayrı ama önemli bilgi..Sizlerle paylaşmak istedim...

MSG NEDİR?...

ÇOK Onemli: Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum
bir ifade tarzı olsun diye ÇIN TUZU adıyla satıyorlar.

Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar.
O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesin geliyor.

Ayrıca ithal olarak gelen,
BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR
(Peyniri,eti,konservesi vs vs.)

MSG NEDİR?...

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde;
Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor.
Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı olarak
ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları,
SAR (Epilepsi) Retinal dejenerasyon
(Göz retina tabakası hasarı)
Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor,
anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek
yediği CİPS'lerde çok kullanılmakta.

-Hazır köfte harçları,
-Et suyu tabletleri,
-Hazır çorbalar,
-Dondurmalar,
-Renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var...

Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti.
Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz.
Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir.
Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.
Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.
Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta.
Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.
Mesela; Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz.
Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.
Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.
Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !....
Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler.
Onların gıdaları organik ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?
Ben henüz rastlamadım.

Gelelim genel sağlık boyutuna!..
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile
tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ
çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza
gelebilen yeni hastalıklar.

Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler.
Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür.
Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana
kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.

Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli
olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde
edeceği yeni sömürü kaynaklarıdır.

Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.

Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız.
Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !.....

LÜTFEN ... MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇOK KİŞİYE GÖNDERİNİZ..
(Alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder