Bırak oğlum!
Yok rakıcıydı, yok laikti, yok şapkaydı falan...
Kendin bile inanmıyorsun bunlara da...
Senden bile zekâsız biri çıkar da inanır diye geveleyip duruyorsun.
Ben sana anlatayım niye düşman olduğunu:
Bir kere, adamın adı "Atatürk".
Türk'ün kendisinden kuyruk acın var.
Tüyü dökülmüş uyuz it gibi, adı geçse kaşınıyorsun.
Türk lafını duydun mu alerjin azıyor.
Kuyruk sokumun sızlıyor.
Eee Türk'ten bu denli sızı kapınca, haliyle Ata'sını da sevmiyorsun.
Sonra evladım; adamın sadece adı değil, safı da Türk.
Ne güzel geçinip gidiyordunuz. Yedi ceddin askerlikten muaftı.
Türk'ün üç kıtada at sırtında anası ağlarken, tekkelerde miskin miskin yatıp sofu ayağına arada kaynıyordunuz.
Kiminiz ümmet ayağına arada kaynarken, kiminiz de azınlık ayağına sırtınızı bir yabancı devlete vermiştiniz.
Onların kıyağıyla vergisiz, emeksiz, zahmetsiz yaşıyordunuz.
Hepinizin tekerine çomak soktu diye düşmansınız.
Mesela Başöğretmen'di adam.
Elinde tebeşirle tek tek, tane tane öğretiyordu.
"Yeni nesil sizin eseriniz olacak" dedi, geleceği komple öğretmenlere emanet etti.
Kafanıza göre asıp kesiyordunuz.
O uçmuş, bu kaçmış, falanca suda yürümüş, falanca ateşten geçmiş...
Nalıncı keseri gibi hep kendinize doğru yontuyordunuz.
Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, örgün öğretim, zorunlu eğitim...
Bütün façanızı bozdu, bütün forsunuzu çizdi.
Kara tahtanın başında tek tek öğretiyor, lazım olunca oturup ders kitabı yazıyordu.
Sene 2019 bak, hâlâ okumuşun şerrinden Allah'a sığınıyorsunuz, cahil halka güveninizi anlatıyorsunuz.
Oğlum siz hâlâ akıllı tahtaya şapkalı harf yazamıyorsunuz.
Tabii düşman olacaksınız.
Başkomutandı mesela.
Komutan lafını duyunca hâlâ boğazınız kuruyor, tükrüğünüzü yutamıyorsunuz.
Sizin goygoycular gibi ninja kaplumbağaya da benzemiyordu; asker gibi askerdi.
Ölüsünden bile ödünüz kopuyor.
Arkasından ne kadar sallasanız da vakti geldimi ip gibi önünde dizilip içtima veriyorsunuz.
Herkese höt höt gürlüyorsunuz ama kendisi topraktayken bile günü geldi mi defterine raporunuzu yazıyorsunuz, "şimdi çekilebilirsin" diyor, suratınız iki karış, sessizce çekiliyorsunuz.
Yani, rakı falan hikâye, ondan düşmansınız.
Kadın hakları bak...
Nasıl düşman olmayacaksın?
Evvelden dörder dörder seçiyordun.
Onun da seçme hakkı çıkınca senin bütün teker kırıldı.
Şimdi mecbur bir tane seçiyorsun.
Yüzüne bakmamak için önden önden yürüyorsun.
Yüzüne bakılacak olan da zaten seni seçmiyor.
Tabii düşman olacaksın.
Osmanlı edebiyatı yapa yapa diliniz eskidi be!
15 sene, üç kıtada o devletin askerliğini yapmış adama, Osmanlı edebiyatı üzerinden laf sokmaya çalışıyorsunuz.
Yedi düvele karşı, 'millet' dedi mi 'Türk'ü eksik etmeyen adamdı.
Siz üç tane oy korkusuna 17 senedir o millet dediğiniz şeyin adını söyleyemiyorsunuz.
Milletin köpeğinin bile adı var; sizin milletinizin adı yok.
Tabii düşman olacaksınız.
Sizde o yürek yok.
O, cezaevinden çıkıp Osmanlı'nın harbine koşmuştu.
Siz cezaevinden çıkar çıkmaz soluğu yurtdışında alıyorsunuz.
Osmanlı'nın savaşını o yapıyor, edebiyatını siz yapıyorsunuz.
Onu bunu, ötedekini beridekini memlekette hak sahibi yapmak için "Çanakkale Ruhu" diye bir şey geveliyorsunuz ama "Anafartalar Kahramanı" Türk demeden millet lafını ağzına almadığı halde, sizin Çanakkale ruhunda Türk'ten başka herkes var geçmişine yanayım.
Eee siz düşman olmayacaksınız da ben mi düşman olacağım?
"Adam" 15 sene savaşın üstüne bir 15 sene de trenle memleketi dolaşıyor, onun üstüne bir de zeybek oynuyor, yetmiyor bir de vals, o da yetmiyor çiftetelli dönüyor.
Siz askerliği kantinde yiyip, özel uçakla gezdiğiniz halde düz yolda gidemiyorsunuz be kardeşim!
Siz adım atarken benim canım sıkılıyor yeminle.
Atı, eşşeği geçtim, kendi attığınız asfaltın üstünde yürürken adamın uykusunu getiriyorsunuz.
Tabii düşman olacaksınız.
Size laf anlatılmaz; kısa keseyim ki harfler ziyan olmasın:
Ulan, onun 12 milyon fakir nüfusla yaptıklarını satmasanız, 80 milyondan topladığınız haraçla memleket yönetemiyorsunuz.
Osmanlı'nın borcunu ödeyen adamı beğenmiyorsunuz ama 2017 yılında çıkıp "bu sene çok borçlanacağız" diye beyanat veren adamlarsınız.
Bak, sen bile anla diye daha açık yazıyorum:
16 sene savaşın üstüne kurduğu ülkeyi, 17 yıllık iktidarınızın üstüne borç almadan yönetemiyorsunuz.
Anladın?
Rakıyı, makıyı, laikliği falan bırakın be kardeşim!
Biz o düşmanlığın sebebini sizden öğrenecek değiliz!
Biz biliriz!
Kemal Şahin Talan
Selanik Platformu Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder