Kanuni Sultan Süleyman sefere çıkmadan önce, saray hekimlerine askerlerin seferde iken salgın hastalıklardan hasta olmamaları için ne yapmak gerektiğini sorardı.
Hekimler ise , kuvvetli bir ilaçtan bahsettiler .
Sultanın da hoşuna giden bu ilaç penisilin ilaç idi.
Hemen saray aşçılarına ferman gönderilir ve askerlere her öğün, küflü peynir verilmesi söylenirdi.
Evet, yanlış duymadınız... Atalarımızın, dedelerimizin , toprak altın da muhafaza ederek küp içinde muhafaza ettikleri, küflü peynir koruyucu aşıdır.
İçinde ki probiyotik bakteriler, bağırsak florasını kuvvetlendirir ve iç organların ömrünü uzatır.
O zaman şartlarında bir sefer yaklaşık 2 sene sürerdi.
Asker 6 ay yürüyerek gider ve 6 ay yürüyerek geri dönerdi.. Tozun toprağın havaya kalktığı, tuvalet ve banyo ihtiyacının zor karşılandığı bu sağlıksız şartlar altında, düşman askerleri telef olurdu. Salgın hastalıktan toplu asker ölümleri olurdu.
Ancak Osmanlı askerleri bu salgından etkilenmez, basit bir grip gibi atlatırlardı...
Sebebi ise sefere çıkmadan önce yemeye başladıkları küflü, gömme peynirdi ...
Ne güzel bir ilaç, ne güzel bir gıda..
İçinde ne prospektüsü var, ne de son kullanma ve üretim tarihi var ..
Herkes bu aşıyı evinde kolaylıkla üretebilir.
Herkesin evinde bulunur ..
Vücudumuzda ki hastalıkların sebebinin %70 bağırsak florasının bozulması ile olduğunu hepimiz biliriz...
Bağırsak da ki faydalı bakterileri :
Küflü peynir,
Kefir,
Ekşi Maya
Ev yapımı yoğurt ile çoğaltabiliriz.
Bizi savaş meydanın da yenemeyen düşmanlarımız, gıdalarımızı değiştirerek yenmeye çalışıyor..
7 den 70'e hasta bir millet olduk ..
Tekrar eski sağlığımıza kavuşabilmemiz için köylülerden doğal gıda üretmelerini talep etmeliyiz ..
Avm 'de Bir fincan çaya 15 tl ödeyip , pazarda ki köylünün ürünü için pazarlık yapmamalıyız..
Domates yetiştirmeyen bir kişi domatesin zahmetini bilmez... Saksılarda tarihi eser gibi seveceğimize köylüyü; bireysel olarak teşvik ve onure etmeliyiz ..
Doğal yiyecek bulduğunuz da asla pazarlık yapmayın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder